Haber

14 yaşındaki çocuğa işkence iddiası: Polis ne dedi?

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde izinsiz Newroz mitingine katıldığı iddiasıyla 14 yaşındaki YD’yi gözaltına alan ve ardından işkence yapan 5 polisten 3’ü tutuklandı. Kurban çocuğun kimliğinin tespit edilmesi üzerine gözaltına alınan Lice İlçe Emniyet Müdürü AO’nun da aralarında bulunduğu 5 polis memuru, 26 Mart’ta Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’na sevk edildi. Cumhuriyet Savcılığınca ifadeleri alınan 5 polis memuru, “Kamu görevlisinin nüfuzunu kullanarak birden fazla kişiyi silahla yaralamak” ve tutuklanma talebiyle Lice Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. “Kamu görevinin nüfuzunu kötüye kullanarak kişiyi çocuğa karşı zorla özgürlükten yoksun bırakmak”. yapıldı. Hakim sorgusunda suçlamaları reddeden polislerden 3’ü “yaralama” suçlamasıyla tutuklanırken, İlçe Emniyet Müdürü ve bir polis serbest bırakıldı. Diyarbakır Valiliği, tüm şüpheli polislerin görevden alındığını ve haklarında idari soruşturma başlatıldığını duyurdu. DW Türk, maktul teşhisi konulduktan sonra gözaltına alınan zanlı polislerin Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadelerine ulaştı.

“Şiddet kullanmadık”

İfadesinde kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini belirten Lice İlçe Emniyet Müdürü AO, mağduru mutlaka dövmediğini söyledi. Şüpheli müfettiş, araçta uzun namlulu silahla mağduru dövmek için hareket kabiliyetinin olmadığını söyledi:

“Mağdur mağduru araca bindirdikten sonra beraat etmekte ısrar etti. Annesinin vefat ettiğini, kendisinin işsiz olduğunu, babasının kanser olduğunu söyledi. Ailesi bu olayı duyarsa çok üzüleceklerini söyledi. Üzgün ​​ve geleceği mahvolacaktı” diye konuştu.Güvenlik toplantısında bir karar aldık. Bu durumda da mağduru aldık ve bize yalvardıktan sonra hiçbir işlem yapmadan bıraktık. Tek hatamız bu olabilir” dedi.

“Tek hatamız serbest bırakmak”

Şüpheli polislerden HC ise, maktulünü ekmek almaya gittiğinde değil, Nevruz olaylarının yaşandığı yerden aldıklarını ifade etti. Çocuğu araca götürme gerekçesini ifadesinde açıklayan zanlı H.Ç. “Nevruz etkinliklerine katılan çocukların aileleri aramıyordu. Dolayısıyla olaylar bitmedi. Biz bir tanesini alıp işlem yaparsak diğer aileler de çocuklarını arar ve olaylar biter diye düşündük. Mağdur araçta ağlayıp yalvarınca hiçbir işlem yapılmadan serbest bırakıldılar.Tek hatamız bu olabilir’ dedi.

“Yüzündeki bezi açınca çocuk olduğunu anladık”

Şüpheli polislerden GB, Nevruz olaylarına müdahale ederken taşlandıklarını belirterek, bu şekilde durup mağduru götürdüklerini söyledi. Üzeri örtülen maktulünü araca bindirirken taşlamaların devam ettiğini söyleyen GB, şöyle devam etti:

“Hem bu kişiyi hem de kendimizi taşlardan korumak için hep birlikte araca bindik. Araçta şahsın yüzündeki bez parçasını açtığımızda bir çocuk olduğunu anladık. Kulp ilçesi istikametine gittik. güvenli bölgeye gidiyoruz. Daha sonra ilçe karakoluna geldik. Çocuk yalvarınca komiserimiz çocuğu bırakın dedi. Ne ben? Diğer arkadaşlarım da çocuğu dövmedi.”

“Göstericilerin attığı taş isabet etmiş olabilir”

Zanlı polislerden E.O. ise olay günü polis araçlarına ateş yakıp taş atan bir grubun, “Bu arada üzerimize ve görüştüğümüz kişiye taş atılmış olabilir. araca koyun.” Zanlı EO, diğer polislerin “Çocuk yalvarıyordu” ifadelerinin aksine, maktulün araçta çileden çıktığını, bu nedenle ellerini plastik kelepçeyle bağladıklarını savundu. Araca bindirdikleri çocuğa protestoyu kimin yürüttüğünü sorduklarını belirten şüpheli E.Ö., “Kişi 14 yaşında olduğunu söyleyince kolundaki plastik kelepçeleri çıkardık. karakol, çocuğun serbest bırakılmasını istedi. Daha sonra komiserimiz gitmesini söyledi. Çocuğu söylediği yerde araçtan indirdik. Biz yapmadık” dedi.

“Kademeli olarak güç kullandık”

Zanlılardan İ.A. O da diğer polis memurlarıyla çelişkili ifadeler verdi. Durdurdukları mağdurun kendilerine direndiğini belirten İ.A, bunun üzerine kademeli olarak güç kullandıklarını ifade etti. Mağdurun araçta kendilerine direndiğini savunan İ.A. plastik kelepçe taktıklarını söyledi. Çocuğa acıyarak serbest bıraktıklarını belirten İ.A. “İndiğinde eli bağlı veya başka bir yeri yoktu, yaralanmadı. Taş atılırken yaralanmış olabilir.”

“Kürt kökenli olduğu için Kürtlere lanet okumuş olamaz”

Sulh Ceza Hakimliği, üç polisin tutuklanma gerekçesinde, adli tıp inceleme raporunun kuvvetli suç şüphesine dikkat çekerek, maktulün ifadesinin bununla tutarlı olduğunu belirtti. Mahkeme, “çocuğu hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan sanıkların tamamının tahliyesine karar verdi. Karara karşılık mahkeme, maktulün elleri ve ayakları bağlı olarak bir yere atıldığı ve plastik kelepçeleri taş yardımıyla kestiği iddiasını ise yerinde bulmadı. Belgede yer alan görüntülerin incelenmesi sonucunda maktulün içinde bulunduğu aracın olay günü saat 22.48’de bir evin arkasına geçtiği, 3 dakika sonra maktulün arkadan yürüyerek çıktığı belirlendi. ev. Mağdurun daha sonra evin bahçesine girdiğini ve tanık UA ile birlikte çıktığını belirten mahkeme, çocuğun elleri ve kolları bağlıyken 1,5 dakikada taşa sürtmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savundu. Tanık UA’nın maktulünü sırtında hastaneye taşıdığını söylediğinin belirtildiği kararda, saat 22.51’de tanışan tanık ve maktulün saat 22.57’de yaya olarak hastaneye girdiğine dikkat çekti.

“Çocuğu özgürlüğünden yoksun bırakma” suçuna ilişkin yazılan ilişkide de çarpıcı bir ayrıntı dikkat çekti. Mahkeme, sorgu tutanağında Şanlıurfa’da kayıtlı iki polis memurundan birinin Kürt kökenli olduğundan hareketle, bu nedenle maktulün Kürtlere küfür etmeye zorlanmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığına karar verdi. Ancak mahkemenin, kendisini “Kürt kökenli” olarak tanıtan polisin değerlendirmesini Nevşehir, Adana, Düzce ve Şanlıurfa nüfuslarına kayıtlı tüm polisler için kullandığı kaydedildi.

Mani olmadan DW Türkçe’ye nasıl ulaşabilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu